15 Haziran 2020 Pazartesi

Dönüp Duran Bir Plak


“Aşk tesadüfleri sever, kader ayrılıkları…” Gözlerimi reklam panosundan ayırdığım anda bu eski şarkının sözleri melodisiyle birlikte kulaklarımda çınlamaya başlıyor. Şarkıdan çok hafızamda canlandırdıkları burnumun direğini sızlatırken gözlerimin önüne tül bir perde inmişçesine etrafı buğulu görmeye başlıyorum. Dolan gözlerimi suçlayarak bunun film afişinin bana hatırlattıklarından değil de Ankara’nın dondurucu soğuğundan olduğuna kendimi inandırmaya çalışarak yürümeye devam ediyorum.
“Yıllar geçmeyi sever, insan aramayı…” Yıllar önce sinema salonundan filmin oldukça dramatik bitişinden etkilenmiş bir şekilde kızarmış gözlerle çıkarken de aynı düşünceler ve şarkı sözleri aklımda dolanıyordu. Her ne kadar hayatı zaman zaman basite indirgemeye çalışsak da hayat aslında oldukça karmaşık ve tesadüflerle dolu. Birbirine dolanan ipler misali hepimiz birilerinin hayatlarına dokunuyoruz, bazen o hayatların merkezi oluyor, bazen o tanıdık hayatların dışına itiliyor, bazense o yabancı hayatları teğet geçiyoruz. İşte o tesadüflerle kesişen hayatların romantik öykülerinden bir tanesi olan Aşk Tesadüfleri Sever eserini, devam filminin vizyonda olduğunu haber veren afişle birlikte hatırlıyorum.
“Güller açmayı sever, zaman soldurmayı…” Zihnimin bir bölümü filmin beni en çok duygulandıran şarkısını söylemeye devam ederken bir kısmı ise bana filmin detaylarını yavaş yavaş hatırlatmaya başlıyor. Ömer Faruk Sorak’ın başarılı yönetmenliğinin Mehmet Günsür ve Belçim Bilgin Erdoğan’ın etkileyici oyunculuklarıyla buluştuğu bu filmi, yıllar önce yer yer dolu gözlerle yer yer buruk bir gülümsemeyle izlemiştim. Beni kelebek etkisinin varlığına inandıran bu film, tesadüf diye geçip gittiğimiz ufak detayların hayatımızı ne denli etkileyebileceğinin, hatta tümüyle değiştirebileceğinin bir kanıtı niteliğinde.
“Eller birleşmeyi sever, yollar ayrılmayı…” Kafamda tıpkı bir plak gibi dönüp duran bu şarkı, kolay gözükmesine rağmen bazı şeylerin imkânsız oluşunu yeniden hatırlatıyor bana. Her ne kadar uzanırsak uzanalım tutamayacağımız eller, her ne kadar çabalarsak çabalayalım birleştiremeyeceğimiz yollar… Bu imkânsızlıkların farkına vardıkça hayatın göründüğü kadar kolay olmadığını, bazı şeylerin sadece tesadüflerle açıklanabildiğini düşünüyorum. Bazen hiçbir çabamın beni bir sonuca ulaştırmadığını, bazense çabalamadan gelen tesadüflerin beni beklediğimden daha iyi bir yola soktuğunu tecrübe ettikçe tesadüflerin güzelliğine inanmak istiyorum.
“Herkes geçmişi öder, bir yol ayrımında…” Şarkı sözlerinin vuruculuğu film sahneleriyle etkileyici bir biçimde buluşmuş olacak ki neden hep şimdiye odaklandığımızı, neden hep geçmişi geride bıraktığımızı hâlâ sorguluyorum. Şimdiyi yaratan geçmişin aynı zamanda geleceği de etkileyeceğini bilmemize rağmen hayatın zorlukları altında ezildikçe, yaşadıklarımıza anlam veremedikçe, olayların altındaki anlamları görmezden geldikçe basite indirgemiyor muyuz bu hayatı? Her şeyin bulunduğumuz andan ibaret olduğunu düşünerek hayata haksızlık etmiyor muyuz? Elbette hepimiz başrolleri olduğumuz yaşamlarımızın bir anlamı olduğuna inanmak istiyoruz ancak zaten zor olan hayatlarımızı düşünerek daha da zorlaştırmak istemiyor, birçok şeye tesadüf deyip geçiyoruz. Şimdiyi yaratan ise geçmişte tesadüf diye geçiştirilen şey belki de. Amazon’da kanat çırparak Amerika’da kasırgalara yol açan minik bir kelebek gibi.
“Başlamak istersen yeni bir hayata, gölgeni yedek bırak ardında…” Sahi hepimiz hayatımızın bir noktasında her şeye yeniden başlamayı istemiyor muyuz? Bu defa hata yapmadan, üzülmeden devam etmek istemiyor muyuz hep? Yeni açacağımız sayfaları mutlulukla doldurmak, tesadüflerin güzelliğine inanmak, mucizelerin varlığını hissetmek istiyoruz, gölgemizin, geçmişimizin bizi yeni sayfalarda da takip edeceğini bilmeden. Geçmişi tamamen silmek yerine hatalarla barışık olmanın, her tesadüfün mutlulukla sonuçlanmayacağını bilmenin insanı daha cesur kıldığını fark edemiyoruz. Geçmişi görmezden gelerek yaşamanın korkakça olduğunu ise bu filmden yıllar sonra öğreniyorum. Hayatın bir filmden öğrenilemeyeceğinin, sadece yaşam denilen yola ışık tutabileceğinin bilincindeyim artık. Bu yolda her ne kadar düşsem de her defasında tek başıma kalkacağımı biliyor, gölgemin geçmişim gibi hem beni takip etmesine hem de beni yönlendirmesine izin veriyorum. Zaten kim gölgesini sonsuza dek yok sayabilir ki?
“Hayat tekrarları sever, yeniden başlamayı…” Şarkının bu kısmında duraksayan aklım, hayatımı kimin yönlendirdiğini sorgulatıyor bana. Hayat, ancak başkalarının yaşamlarının bir parçası haline geldiğimizde yaşanabilir oluyor, küçük de olsa başkalarının öykülerinde bir iz bıkabilme arzusu hayata bağlıyor bizleri. Tıpkı dönüp duran bir plak gibi hayat bu arzuyla geçip gidiyor, yürüdüğümüz yollar bazen tesadüflerle çiçekleniyor, bazen tesadüfler bizi yerlere düşürüp dizlerimizi parçalıyor da gölgemizden destek alıp ayağa kalkmayı biliyoruz, bazen tesadüfler hayatımızın aşkını çıkarıyor yola, bazense tesadüfler geçmişteki çabalarımızın sonuçsuz kalmasına şükrettiriyor bizleri.
“Kuşlar dalları sever, kanatlarsa uçmayı…” Şarkının sonunu yavaş yavaş mırıldanmaya başladığımı fark ediyorum. Bana bu eski şarkıyı hatırlatan Aşk Tesadüfleri Sever filmine gidiyor aklım yeniden, hayata bakış açımın bu filmle şekillendiğini düşünüyorum. Düşüncelerim aklımdan taşarak yüzüme buruk bir gülümseme yerleştiriyor ben adımlarımı hızlandırırken. Hayat bu işte, dönüp duran bir plak, tesadüflerle dolu bir yol, kendini tekrar eden bir çember… Ben ise dönüp durduğum bu plakta gerçek aşkın varlığına, tesadüflerin güzelliğine ve insan hayatının aslında hiç fark etmediğimiz kadar değerli olduğuna inanmak isteyen şarkı sözlerinden ibaretim.
  • Gürses, Müslüm. Aşk Tesadüfleri Sever. 2006. Pasaj Müzik.
  • Sorak, Ö. F. (Yönetmen). Günsür, M., & Erdoğan, B. B. (Oyuncu). (2011). Aşk Tesadüfleri Sever [Sinema Filmi]. Böcek Yapım. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yolların Özgürlük Çağrısı